3 Nisan 2013 Çarşamba

film festivali 32, izlenim 2


yaşlı müzik öğretmeninin 1941’de toplama kampında öldürülmüş ailesinin izini sürerken karşılaştığı yaşlı kadının kısa monoloğu.
uzun zamandır sinemada bu kadar etkili bir sahne, bu kadar etkileyici bir performans izlememiştim. kadının gözleri öyle bir bakıyordu ki, söyledikleri günlük dertlerdi ancak söyleyiş şekli, ses tonu, hali tavrı o kadar doğaldı ki; o gözler, o sözler içime işledi. o kadın o kadar gerçekti ki. film boyunca o yaşlı kadını unutamadım.

öğretmenin elindeki çiçekleri beğenen, ama yapmalarının daha uzun ömürlü olduğunu söyleyen çocuğunda sözleri de deldi içimi. eskiden kalma bir evin günümüzdeki sakinleri olan bebekli genç çiftin öfkesi de, hoyratlığı da tanıdık geldi bir yerlerden.

goran paskaljevic’ten savaşlara ve faşizme karşı küçük bir ağıt.
avrupa’nın, geçmişinden ders almayan halklarına belleklerini tazeleme imkanı. sadece avrupanın mı?..
paskaljevic’in anlattığı hikaye balkanlarda değil de anadolu’da geçse yadırgar mıydık? filmin kahramanı 1941’de 2.5 yaşındayken öldürülmekten kurtulsun diye belgrad’da bir sırp aileye verilen bir yahudi çocuğu değil de, 1915’te anadolu’da komşu aileye bırakılmış bir ermeni çocuğu olsaydı...
sadece geçmiş mi sözkonusu olan? filmde günümüzün hali de bütün berraklığıyla ortaya konulmuyor mu? son yıllarda tekrar yükselen faşizm…

ne güzel ki film sadece ve sadece bunları anlatmıyor; kısacık sahnelerde günümüzün şehirlerine, buralarda yaşayan insanlara dair çok çarpıcı tespitlerde bulunuyor. örneğin “kentsel dönüşüm”!
ait olduğun topraklardan, evlerden, mekanlardan sürülme; başka mekanlarda yaşanmaya zorlanma..

yerin belleği.. yerin sürekliliğinin kesintiye uğraması.. geçmişin unutturulması; hafıza kaybı..

ve bütün bunların içinde; yerleri, yılları, insanları birbirine bağlayan, birleştiren bir müzik parçası..

sırp usta paskaljevic'ten kurgusu sakin, planları uzun, oyunculukları ve görüntüleri mükemmel, müziği içli, sepya bir başyapıt: "kad svane dan" (gün doğarken)

5 yorum:

  1. Yorumlarınıza katılıyorum. Özellikle baş kahramanın karşılaştığı kadın ile geçen sahne hakkındaki yorumlarınıza. Besteyi de pek sevdim. Youtube'dan ulaşamadım... Belki gelecekte yüklenir.

    YanıtlaSil
  2. değil mi; çok kuvvetli bir sahneydi!

    YanıtlaSil
  3. İlginizi çekerse yorumum şöyle: http://mellamoalgodon.blogspot.com/2013/04/sinema-gun-dogarken-orijinal-ad-kad.html

    YanıtlaSil
  4. yazınızı okudum. elinize, aklınıza sağlık.
    haberdar ettiğiniz için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  5. ben çok teşekkür ederim, mutlu günler...

    YanıtlaSil