25 Ekim 2010 Pazartesi

klunchun ile bel: "pichet klunchun and myself"


cuma akşamı “nijinsky siam”da pichet klunchun nijinski’ye diyaloğa girmişti, dün akşam “pichet klunchun and myself”de jerome bel pichet klunchun ile sohbet etti.

cuma akşamı doğu batıya bakmış, batıdaki yansımasından yola çıkarak kendini keşfe çıkmıştı; pichet Klunchun vaslav nijinski üzerinden kendi geleneksel dansını sorgulamıştı.
dün akşam ise ilk bölümde batı doğuya baktı, ardından doğu batıya; birbirlerine sorular sordular, cevaplar üzerinde yorumlarda bulundular; birebir diyaloğa girdiler; klasik bale eğitimi almış fransız jerome bel, geleneksel tayland dansı khon’u icra eden pichet klunchun’u sorguladı.

kültür, yaşam, anlayış ve gelenek olarak zıt kutuplardaki iki coğrafyada sahne gösterisini (dansı) biri zanaat diğeri kavram olarak ortaya koyan iki sanatçı.
hayata ve sanata biri gelenekler içinden, diğeri yerleşik kabuller dışından bakan iki sanatçı.

farklı kültürlerin ürünü, farklı bakış açılarının takipçisi gibi görünseler de, konu sanat olunca aslında ne kadar aynı oldukları fark edilen iki sanatçı. şöyle ki; khon’daki kol ve el duruşlarının kadın, erkek ve şeytan temsilini birbirinden ayıran farklılık jerome bel’e ne kadar küçük, fark edilmesi zor bir ayrıntı gibi gözüküyorsa, kendisinin“killing me softly” şarkısına eşlik eden “koreografisi”ndeki yavaş yavaş ölen performansçının hareketleri de o kadar nüanslı.

pichet klunchun khon’daki hareketlerin izleyicinin hayalgücünü katmasıyla anlam kazanacağını belirtmesiyle; jerome bel’in “kiling me soflty”de performansçıyı şarkının daha yarısında öldürerek, şarkının diğer yarısında sahnede “varolan” hareketsizliği izleyicinin hayalgücünü, düşüncelerini tetiklemek için kullandığını söylemesi birbirine çok paralel iki yaklaşım.

aynı; jerome bel’in pichet klunchun’dan “vahşi bir şeyler” göstermesini talep edip klunchun’un gösterdiği hareketlerin gösterişsiz ve heyecansızlığından tatmin olmamasıyla; ikinci yarıda klunchun’un bel’in koreografilerini “basit” bulması gibi.

en düz yorumla; jerome bel’in “vahşi bir şeyler görmek” istemesi bile aslında ne kadar batılı, ne kadar “egzotik” bir gözle, bir bakıma “turist gözüyle” baktığının göstergesi; tabii ki bu isteğin jerome bel’in samimi isteği olmadığı bariz; neticede sahnede gerçekleşen anlık bir soru-cevap seansı değil, 2005 yılından beri dünya sahnelerini dolaşan bir “tasarım”. her ne kadar doğaçlama gözükse de, belki bazı sahneler de öyledir, baştan sonra “düşünülmüş”, “kavramsallaştırılmış” bir çalışma izlediğimiz.

jerome bel’in ikinci bölümde kendi yapıtlarından bahsederken; sahnede seyredilenin bir sunum, bir temsil değil, “gerçek bir şey” olabilmesine gayret ettiğinden dolayı neredeyse her yapıtında dansçılarına sahnede durup seyircileri uzun uzun seyrettirmesinin nedenini oyuncu ile seyirci arasında “farkındalık” yaratmaya, aynı “an”ı, aynı “gerçeklik”i paylaştıklarını imlemeye yönelik olduğunu söylemesine rağmen; “pichet klunchun ve myself”de bel’in bu trüğünü kullanmıyor olması; yani klunchun ile bel’in iki saat boyunca bir kere bile seyircilere bakmamaları, hiçbir şekilde seyircilerle iletişim kurmamaları bu yapıtın; iki dansçının geçmişleri ve, hayata ve sanata bakışları hakkındaki “gerçekler”den bahsetse de aslında bir “kurgu” olduğunun en bariz kanıtı.

2005 yılında tasarlanmış, 2008 yılında avrupa kültür vakfı’nın “routes” kültürel çeşitlilik ödülünü almış bu oldukça basit ancak had safhada zekice tasarlanmış eğlenceli yapıt; fikirlerin pin-pon maçı gibi hızlıca gidip geldiği, adeta bir beyin fırtınasına dönüşen içeriğiyle sıkı bir çalışma.

iyi ki jerome bel, gösteride anlattığı üzere, 10 yıllık bale hayatını bir anda bırakıp, sadece dans tarihi, eleştiri, tiyatro kuramı, sosyoloji üzerine okumalar yaptığı iki yıl geçirmiş. bel son 15 yıldır, bu iki yıllık okumayla beslendiği, kavram ağırlıklı “koreografiler” yapıyor.



“pichet klunchun and myself”; jerome bel’in tartışmaya açmayı amaçladığı biçimsel ve anlamsal nitelikleri yanında, geleneksel tayland dansı khon hakkında da pek çok bilgi içeriyor olmasıyla da çok değerli bir çalışma. keşke programda “nijinsky siam” daha sonraya konsaymış; bunda edindiğimiz bilgilerle izlemek başka bir keyif ve derinlik sağlardı bizlere. yine de, daha yeni, cuma akşamı izlediğimiz “nijinsky siam”ı, geriye dönüp düşündüğümde bir çok ayrıntı yerli yerine oturuyor, anlamlanıyor.

“pichet klunchun and myself” bu akşam ikinci ve son defa garajistanbul’da sahnelenecek. bu fırtına gibi insanı entellektüel açıdan allak bullak edici yapıtı dün akşam kaçıranlara şiddetle tavsiye ederim. idans müdavimlerinden de bu oyunu tekrar izlemek uğruna belki bomonti’deki “professor”u feda etmeyi göze alan bir-iki kişi çıkar.

1 yorum: