7 Mart 2010 Pazar

toskana'dan anlar 02: san gimignano












güneşli ve ılıman floransa haftasının tek kapalı, bulutlu, zaman zaman sağanak yağmurlu ve soğuk gününe denk geldi san gimignano kaçamağı.
bir tepeye kurulu, yüksek kuleli, dar sokaklı köyün ortaçağ atmosferini kuvvetlendirdi soğuk ve kasvetli hava. etrafta çok fazla turist de olmayıp, turistik dükkanların da çoğu açık olmayınca, kara veba sonrası ıssızlaşmış hayalet bir kasabada dolaşır gibiydim çarşamba günü.
yağmurun ıslattığı taş yüzeylerden belli belirsiz yansıyan görüntüler, ıssız bir sokağa pencereden sızan piyanonun sesi, köyün farklı yerlerinde bir anda karşıma çıkan çağdaş heykeltraşların tokmağından çıkma heykeller, kuş sesleri, kasvetli bir gökyüzünün altında bile insanın içine huzur veren toskana peyzajı, pıtrak gibi açmış mimozalar, selviler, taştan kuleler, sağır duvarlar, bitmeyen basamaklar...

2 yorum:

  1. öncelikle hoşgeldin,

    çok güzel görünüyor gimignano resimlerden. hele bir de evlerin içinden gelen piyano seslerini de ekleyince resimlerine...

    sanki böyle yağmurlu, kalabalık olmadan gezilesi bir yer gibi duruyor. başka zaman mesela piyano sesi duy(a)mayabilirdin. bana senin gezin, senle gimignano arasında kalacak çok özel bir deneyim gibi göründü..

    altıncı resimdeki görüntü inanılmaz. ve yolda giderken, beklenmedik bir anda bir heykelin karşına çıkması da çok çok çok güzel.

    beyaz şarabından da içmişsindir..

    YanıtlaSil
  2. gorunen o ki bir yere nufuz edebilmek artik, bireyden ziyade doganin hukmunde. ne yazik. aslinda pencere de piyano da calan da orada. iyi mi. duvarlara refakat eden serviler de, bozukluklar, konfetiler, izmaritler, ekmekler de, taslar, tuglalar, ahsaplar kadar, zeytinler, otlar, bronzdan heykeller de, hatta ve hatta yagmuru dinleyen, ya da kimbilir, dinse diye bekleyen beyler de.

    YanıtlaSil