2 Şubat 2009 Pazartesi

"aşkın en mavi zamanı"

(fotoğraf: muammer yanmaz, "40 ayna" projesinden)

zuhal olcay'ın yeni albümü çıktı: "aşk'ın halleri"

bende hatıraları derindir zuhal olcay'ın.
"hayat-boyu-dostum" burcu ile üniversitenin ilk yılında akvaryum'da ilk sohbetimizin bahanesi zuhal olcay'ın o günlerde yeni çıkmış olan ilk albümüydü: "küçük bir öykü bu..."
yıllar sonra, kadim dostlarımdan bir başkası kayahan abi ile sıkıntılı yarışma zamanlarımızda beraber çizim yaparken pek bir eşlik etmişizdir kendisine; detone seslerimizle, bağıra çağıra, döndürüp durarak aynı şarkıları, özellikle de "güller ve dudaklar"ı.
bütün bunlardan yıllar önce, sanırım 1985'te, akm'nin oda tiyatrosu'nda alev sezer ve engin şenkan ile oynadığı, kırık bir üçlü aşk hikayesi anlatan rus oyunu "söz veriyorum"da hatılıyorum onu; nasıl unuturum! zuhal olcay'ı ilk o zaman seyretmiş ve müthiş etkilenmiştim.
televizyon dizisi, halikarnas balıkçısı'ndan uyarlanan "parmak damgası" bundan önce miydi, sonra mıydı hatırlamıyorum. ama yine okan uysaler'in muhteşem bir duyarlılıkla bu sefer firuzan'dan uyarladığı "gecenin öteki yüzü"yle hayranları arasına girmiştim onun, hiç çıkmamacasına!

kimbilir ne kaldı
benden sana şimdi
belki sen de hala
yaşıyorsun beni
benden uzaklarda bana benden yakın

yok, yok hiç faydası yok anıların
alışmışken yokluğuna
unutmuşken o günleri

yırttım gitti resimleri


"aşk'ın halleri"nde üçüncü defa bülent ortaçgil ile çalışmış zuhal olcay.
enfes bir gürol ağırbaş parçasıyla açılıyor albüm. bülent ortaçgil, baki duyarlar, 1986 yılından ercüment ortaçgil şarkıları ve ezginin günlüğü'nden nadir göktürk ve hüsnü arkan'ın katkılarıyla devam ediyor. bir şarkının sözü de zuhal olcay'a ait.

albümün adı "başucu şarkıları 3" değil ama kesinlikle başucu albümlerimden biri haline gelecek zamanla. yalnız, neden bu kadar kısa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder